Münih`te “Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri” belgeseline büyük ilgi
Bavyera eyaletinin başkenti Münih`te Dersim soykırımını belgeleriyle anlatan “Kara vagon” dokumentar filmine büyük ilgi gösterildi. Dokumentar Filmin yönetmeni Özgür Fındık, Dersim soykırımını uluslararası mahkemelere götürmeye çalışan Avukat Erdal Doğan ve “Dersim Tertelesi”
romanın yazarı Haydar Işık da hazır bulundu.
Münih`te “Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri” belgeseline büyük ilgi |
Seyid Rıza şahsında şehitler için saygı duruşu |
Bu belgeselde bir ilk, soykırıma katılan askerlerin sessizliğini bozup konuşmalarıdır. Belgesel, tanıkların konuşumasıyla birlikte şu ana kadar Türk devletinin çekmecelerinde büyük bir titizlikle sakladığı soykırımın bazı belgelerine ulaşan yönetmen Fındık, seyricilere olduğu gibi orjinalerini sunuyor. Hasan Saltık arşivinden ilk defa yayınlanan fotoğraflar da belgeselde gösteriliyor.
Bilindiği gibi 4 Mayıs 1937 ve 6 Ağustos 1938 yıllarında Dersim halkının yok edilmesi için kanunlar çıkartılmış ve imha planları hazırlanmıştı.
Kara vagon`u 300`e yakın seyirci izledi |
Salon tıklım tıklım dolmuştu
Münih`te Kara Vagon belgeselini Schwanthaller caddesinde bulunan EinWeltHaus`un ancak 150 kişinin sığabildiği büyük salonunda 300`e yakın seyirci izledi. Salon tıklım tıklım idi, belki de bu salonda şimdiye kadar bu kadar izleyici bir arada görülmemiştir. Salon Belgeseli izlemeye gelen Kürtlerin yaşlısı, genci, Alevisi, Sunnisi, Ezîdisî, Hıristiyanı, Alman ve diğer dostları ile dolmuştu.
.... ön salonun yarısında da Dersim soykırımının belgeleleyen resim sergisi vardı. |
Salonun girişinde bulunan ön salonda ise her zamanki
olduğu gibi Zübeyde`nin taze taze
hazırladığı kürd yemekleriyle birlikte çay, kahve ve diğer içecekler ikram
ediliyordu. Yemek büfesinin karşısında, ön salonun yarısında da Dersim
soykırımının belgeleleyen resim sergisi vardı. Belgeseli izlemeye gelenler
büyük salona girmeden önce Yahudi soykırımı ve Ermeni soykırımından sonra, eşi
benzeri rastlanmayan soykırım resimlerine hayretle bakıyorlar ve altında
yazılan tarihi bilgileri okuyorlardı. İnsanların gözünde nefret değil
“sesizlik- hayret, bu insanlık dışı suç nasıl işlenir” okunuyordu. Salonda
sineviziyon görüntüleri izleyenlerin çoğunun gözlerinde munzurun bembeyaz yumuşak
suyu gibi akıyordu. Belki de bazıları ilk kez Türk devletinin atalarına,
dedelerine, ninelerine akraba ve komşularına yaptığı bu soykırımın resimlerini
görmeye gelmişlerdi. Hemen hemen konuşan tanıkların çoğu Kürd oldukları için
soykırıma maruz kaldıklarını anlatıyordu. Bir dede ise konuşurken gözyaşlarını
tutamıyordu. Soykırım tanıkları Dersimlilere yapılan vahşeti anlatırken salonda
büyük bir sesizlik hakimdi.
Özgür Fındık:
“Karanlıkta saklı tutulan tarihi aydınlatmak istiyoruz”
Belgesel`den sonra seyircilerle bilgi alışverişi: yazar Haydar Işık, Avukat Erdal Doğan ve yönetmen Özgür Fındık |
Salon girişinde kurulan masanın üzerinde üstüste konulmuş
Yazar Haydar Işık`in kaleme aldığı ve Kürdçe'nin Kurmanci lehçesine yeni
çevrilen “Dersim Tertelesi/Komkujiya Dersimê” adlı romanı da okuyucularıyla
buluşma fırsatı buluyor ve geliri bu Dersim gecesine aktarılıyordu. Belgesel
filmin gösterilmesinden sonra, Haydar Işık'ın modere ettiği izleyicilerin
sorularına geçildi. Yönetmen Özgür Fındık Kurmanci lehçesini konuştuğunu ancak
Zazakî lehçesini bilmediği için soykırım tanıklarıyla doğrudan iletişim
kuramadığını, tercümanlar aracılığıyla ilişkiye giribeldiğini belirtip
Karavagon`un yapımını söyle izah etti: “ Amacımız resmi Türk ideolojisinin ne
kadar yalan olduğunu göstermek, az da olsa konuyu tartışmaya açmaktır.
Araştırmalara başladığımızda Dersim tarihinin bu kadar derin olduğunu
bilmiyorduk. Karavagon / 38
Dersim Sürgünleri” belgeseli 1937 – 1938`de Türk devletinin gerçekleştirdiği
Dersim soykırımı; yaşanmış olayları, sürgün, asimilasiyon ve imhaya tabi tutulan insanları, tüm aile fertlerinin
katledildiği, yerlerinden edilen, Türkiye’nin değişik bölgelerine sürülenleri
tarihsel dokümanlar eşliğinde sunmayı amaçladık. Belgesel icin 200`e yakın
tanık ve sürgün ailesiyle irtibat
kurduk, doğrudan görüşmeler yaptık. Soykırıma katılan 3-4 askere de ulaştık.
Soykırım tanıkları gözleriyle gördüklerini yaşadıklarını bize anlattlar.
İlkönce tanıklar konuşmaktan korkuyorlardı. Yüzeysel konuşuyorlardı. Amasya
bölgesinde bize bir çok zorluklar çıkartıldı. Orada bizim, araştırma yapmamızı
istemiyorlardı. Halen düşman iyi tespit edilemiyor. Hitleri seven bir Yahudi
ile hiç karşılaştınız mı? Halen Atatürk`ün Alevi ve Bektaşi olduğuna inanan
yaşlılar var.
Çok zor imkanlar
arasında çalışmalarımızı yürütüyoruz. Aylarca arşivlerde gazete kupürlerini gün
gün taradık. Ancak özel ilişkilerle özel arşivlere girdik. Devlet raporlarının
çoğu özel tanıştığımız kişilerden bize ulaştırıldı. Şu anda ise en büyük
zorluğumuz mali zorluklardır. Parasal imkansızlıklardan dolayı çalışmalarımız çok yavaş gidiyor. Buna rağmen 1600`e yakın gizli belgeyi gün ışığına çıkartmayı başardık. Belgelerin çoğunluğundan da anlaşılıyor ki, çoğu insanlar yollarda açlık, hastalık ve soğuktan ölmüşler. Çok özel kişiler de bizlere özel arşivlerini açıyorlar yardımda bulunuyorlar. Karanlıkta saklı tutulan tarihi aydınlatmak istiyoruz. Filim çekimleri tam olarak 250 saat sürdü. Seyretiğiniz belgesel ise 65 dakika”
74 yıl sonra tanıklar konuşuyor: “Hamam dan sonra kara trene bindirdiler”
****
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar.
Tarih öncesi köpekler havlıyordu.”
Cemal SÜREYYA
Belgelerin çoğunluğundan da anlaşılıyor ki, çoğu insanlar yollarda açlık, hastalık ve soğuktan ölmüşler. |
Dersim soykırımının tanıklarının anlatıklarına göre Türk askerinden canını
kurtarmaya çalışan binlerce Dersimli ulaşabildikleri mağaralara ve dağ eteklerine
sığınmışlardı. Türk ordu mangaları mağaralara iltica eden, dağ eteklerinde
saklanmaya çalışan insalarımızı da
hunharca katlediler, gaz bombalarıyle zehirlenip imha edildikleri de gösterilen
tarihi fotograflarda anlaşılıyor.
Belgesel
filmde Dersim soykırımını anlatan tanıklardan bazı alıntılar:
Dersim dağlarının eteklerinde, yaşlı bir dede gözyaşlarını tutmayarak şu ağıtı yakıyor:
“Duman çökmüş Pertek bağlarına
Çadırımı kurdum Mazgirt dağlarına
Laç deresinde sizi bağladım kollarıma
Gewe oğlu Hasan`ın kurşunu gitmez boşa”
****
Soykırım tanığı : "Adım Hasan, Hasan Yalnız. Çünkü yalnız kurtuldum, yalnızım" |
“Adım Hasan, Hasan Yalnız. Çünkü yalnız kurtuldum, yalnızım.”
-Yaşlı bir nine, el işratleriyle, sessizce: “Hepimizi dipçikliyorlardı, asıp kesiyorlardı”
-Yaşlı bir dede: “Paşa, ey iyidi ama.. pezevenk”
-Dönemin TSK askeri: “hepsini yokettik, vah, vah, vah...Simdi söyle kol kola taktılar beş yüz, altı yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle öldürüp Harçik Irmağına attılar.
-Katliama katılan başka asker, (101 yaşında ölmüş) bir TSK askeri:“Biz Diyarbakır’dan yedi gün, yedi gece yürüyerek gittik Dersim’e. Gittikten sonra bizi Ali Boğazı’na verdiler. Gittiğimizde evler yakılıyordu. Askerler ulaştıkları evleri içindekilerle birlikte gazyağı döküp yakıyorlardı. Komutanımızın adı Ethem Atalay’dı. Elazığlı olduğunu söylüyorlardı. Kaçanların bir kısmı derelere, mağaralara sığınmışlardı. Daha dirençli olanlar, nehirden karşıya geçiyorlardı. Askerler öyle yetişir yetişmez ateşe veriyorlardı mağaraları. Sonra gittiğimizde/baktığımızda, öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı. Öyle canlı canlı... Kadın, çoluk - çocukları da yakıyorlardı... Dersimliler çok öldürüldüler! Kutu deresinden ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmışlardı. Öylesine felaket görülmemiştir. Maalesef kötü askerler çoktu. Onlar kadın, çoluk-çocuk ayrımı yapmazlardı. Kadınları götürüp kötülükler yapıyorlardı. Allah, Muhammed’in ümmetini bu hale düşürmesin. Aynı bizim gibi Zazaydılar. Kurmançlar da vardı. Dersim köylülerinden de askerler vardı yanımızda. Biz aynı milletin çocukları idik ve birbirimizle savaşıyorduk.“
-“Ermeni şeyinde, Hıristiyan şeyinde ismimiz geçince, bizi zorla sünnet ettirip Müslüman yaptılar”
-Yaşlı bir Türk “Mecburi iskana” tutulan bir Dersimli komşusunu anlatıyor:
” sabahlari kalkardı ...güneşe tapardı.”
-Tanık bir nine:”Alevler çıktı. Beyinler dağıldı. Mağaranın içi bağırışmalar ve çığlıklarla doldu.
-Beyaz leçekli başka yaşlı bir nine:”Bizi Elazig`a getirip saçlarımızı traş ettiler.”
-Başka yaşlı bir tanık: “Derede öldürüyorlardı, tüfeklerle kurşuna diziyorlardı. Ondan sonra onları yakıyorlardı.. bazılarının vücutlari şişip.... şişip ondan sonra güm diye patlıyordu.”
-Başka bir tanık: “Hamam dan sonra kara trene bindirdiler.”
Avukat Erdal Doğan:
“Dersim sıykırımında Türk ordusu Alman kimyasal gazını
kullandı”
Dersim soykırımını belgeleriyle açıklayan “Karavagon”`nın Kürdçe anlamı “Vagona Reş”`tir. “Reş” sözcüğünün Türkçe anlamı ise, Dersimli tanıklar şöyle ifade ediyorlar: Dersim de , bize yapılanlar, vahşettir. Kötülüktür, Vicdansızlık, adaletsizlik ve soykırımdır. Dağ eteklerinden Kürdleri toplayıp ölüme götüren ve içinde insanları üst üste yığdırıldığı KaraVagonun tütürdügü kara duman`nın Hitler faşizminin Yahudileri ölüme gönderdigi gaz odalarından gökyüzüne karışan dumanlardan başkası degildir..
Dersim soykırımı dönemin Reisicumhuru olan Mustafa Kemal Atatürk ve çevresindeki Turancı ırkçı milliyetçiler tarafından planlanladığını artık AKP hükümeti ve Türk Başbakanı Recep Erdoğan da kabul ediyor. Atatürk'ün kullandığı haritaları, bugün Atatürk Trabzon Müzesinde görmek mümkündür.
Tarihi belgelere göre soykırım planlarını 1936 Eylül'ünde meclis açılış konuşmasında belirten Atatürk, Dersim soykırımının planlamasını ve yürütülmesinin bütün sorumluluğu üzerine aldığını söylemişti.
Başbakan Erdoğan`nın Dersimlilerden özür dilemesi ve dolaylı olsa da soykırımı kabul etmesi kendileri için uluslararası hukuk açısından cok önemli olduğunu söyleyen Avukat Erdal Doğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim için bu aşamadan sonra en önemli gelişme ise Başbakan Erdoğan`nın Dersim katliamı nedeniyle “özür dilemesidir. Bu özür ilk kez resmi bir yüksek yetkilinin ağzından çıkıyor. Dersim soykiriminin kabul edilmesi için bu “özür”`ün büyük rolü olacaktır. Başka önemli bir gelişme ise Dersim soykiriminda Türk ordusu tarafindan kullanılan kimyasal gazlardır. Bu gazların Almanya tarafından verildiği bilgisine varmamızdır. Uygun zamanda gerekirse Almanya hakkında da Uluslararası mahkemeye başvuracağız.”
Yazar
Haydar Işık: Soykırımın bütün belgeleri açıklansın
Yazar Haydar Işık, “Dersim soykırımının bütün belgelerinin ve planlarının ortaya çıkartılması, devletin sürekliliği düşünülerek uluslararası mahkeme önüne çıkartılması, ve cezalandırılması için” soykırımların ortaya çıkartılmasında uzman olan Amerikalı Avukat Barry Fisher ile yaptığı ortak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yazar Hayadar Işık, şu ana kadar uluslararası düzeyde 4 tane konferans gerçekleştirdiklerini ve çok önemli sonuçlara ulaştıklarını belirtti.
Haberi soykırım tanığı yaşlı bir ninenin şu sözleriyle bitirmek istiyorum
„Halk halka ağlasın, biz de halkız“.
-------------------------------------------------------------
Bu haber newededersim gazetesi için yazılmıştır.
Kaynak: www.newededersim.com
Hamam`dan sonra kara trene bindirdiler”
URL: http://newededersim.com/news_detail.php?id=9260
“Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri”
URL: http://newededersim.com/news_detail.php?id=9258