8. Dezember 2011

KARA VAGON: DERSIM SOYKIRIMINI TANIKLAR ANLATIYOR:


Münih`te “Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri” belgeseline büyük ilgi

Bavyera eyaletinin başkenti Münih`te Dersim soykırımını belgeleriyle anlatan “Kara vagon” dokumentar filmine büyük ilgi gösterildi. Dokumentar Filmin yönetmeni Özgür Fındık, Dersim soykırımını uluslararası mahkemelere götürmeye çalışan Avukat Erdal Doğan ve “Dersim Tertelesi”
romanın yazarı Haydar Işık da hazır bulundu.


Münih`te “Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri” belgeseline büyük ilgi
Pazar, 4 Aralık 2011 Yönetmenliğini  Özgür Fındık`ın yaptığı “Kara vagon/38 Desrim Sürgünleri” adlı Dokumentar Fîlm Almanya`nın Münih şehrinde, Mezopotamya Kültür Derneği ve Dersim'i Yeniden İnşa derneklerinin çalışmasıyla 4 Aralık Pazar günü halkla buluştu. Özgür Fındık’ın çektiği belgeselin film müziğini ise Cemil Qoçgiri yapmış. Kara vagon belgeselin en önemli özelliği Soykırımı yaşayan ve tesadüf eseri kurtulan tanıkların gözleriyle gördüğü ve resmen yaşadıkları soykırımı anlatıp, karanlık ve sessizlik perdesini yırtmasıdır.


Seyid Rıza şahsında şehitler için saygı duruşu
Dewran Cebe'nin kısa Dersim ağıtlarından, Yazar Haydar Işık'ın Seyid Rıza şahsında şehitler için saygı duruşundan sonra Kara vagon belgeseline geçildi.
Bu belgeselde bir ilk, soykırıma katılan askerlerin sessizliğini bozup konuşmalarıdır. Belgesel, tanıkların konuşumasıyla birlikte şu ana kadar Türk devletinin çekmecelerinde büyük bir titizlikle sakladığı soykırımın bazı belgelerine ulaşan yönetmen Fındık, seyricilere olduğu gibi orjinalerini sunuyor. Hasan Saltık arşivinden ilk defa yayınlanan fotoğraflar da belgeselde gösteriliyor.

Bilindiği gibi 4 Mayıs 1937 ve  6 Ağustos 1938 yıllarında Dersim halkının yok edilmesi için kanunlar çıkartılmış ve imha planları hazırlanmıştı.

Kara vagon`u  300`e yakın seyirci izledi
Salon tıklım tıklım dolmuştu

Münih`te Kara Vagon belgeselini Schwanthaller caddesinde bulunan EinWeltHaus`un ancak 150 kişinin sığabildiği büyük salonunda 300`e yakın seyirci izledi. Salon tıklım tıklım idi, belki de bu salonda şimdiye kadar bu kadar izleyici bir arada görülmemiştir. Salon Belgeseli izlemeye gelen Kürtlerin yaşlısı, genci, Alevisi, Sunnisi, Ezîdisî, Hıristiyanı, Alman ve diğer dostları ile dolmuştu.


.... ön salonun yarısında da Dersim soykırımının belgeleleyen resim sergisi vardı.
Salonun girişinde bulunan ön salonda ise her zamanki olduğu gibi Zübeyde`nin  taze taze hazırladığı kürd yemekleriyle birlikte çay, kahve ve diğer içecekler ikram ediliyordu. Yemek büfesinin karşısında, ön salonun yarısında da Dersim soykırımının belgeleleyen resim sergisi vardı. Belgeseli izlemeye gelenler büyük salona girmeden önce Yahudi soykırımı ve Ermeni soykırımından sonra, eşi benzeri rastlanmayan soykırım resimlerine hayretle bakıyorlar ve altında yazılan tarihi bilgileri okuyorlardı. İnsanların gözünde nefret değil “sesizlik- hayret, bu insanlık dışı suç nasıl işlenir” okunuyordu. Salonda sineviziyon görüntüleri izleyenlerin çoğunun gözlerinde munzurun bembeyaz yumuşak suyu gibi akıyordu. Belki de bazıları ilk kez Türk devletinin atalarına, dedelerine, ninelerine akraba ve komşularına yaptığı bu soykırımın resimlerini görmeye gelmişlerdi. Hemen hemen konuşan tanıkların çoğu Kürd oldukları için soykırıma maruz kaldıklarını anlatıyordu. Bir dede ise konuşurken gözyaşlarını tutamıyordu. Soykırım tanıkları Dersimlilere yapılan vahşeti anlatırken salonda büyük bir sesizlik hakimdi.

Özgür Fındık: “Karanlıkta saklı tutulan tarihi aydınlatmak istiyoruz”


Belgesel`den sonra seyircilerle bilgi alışverişi: yazar Haydar Işık, Avukat Erdal Doğan ve yönetmen Özgür Fındık
Salon girişinde kurulan masanın üzerinde üstüste konulmuş Yazar Haydar Işık`in kaleme aldığı ve Kürdçe'nin Kurmanci lehçesine yeni çevrilen “Dersim Tertelesi/Komkujiya Dersimê” adlı romanı da okuyucularıyla buluşma fırsatı buluyor ve geliri bu Dersim gecesine aktarılıyordu. Belgesel filmin gösterilmesinden sonra, Haydar Işık'ın modere ettiği izleyicilerin sorularına geçildi. Yönetmen Özgür Fındık Kurmanci lehçesini konuştuğunu ancak Zazakî lehçesini bilmediği için soykırım tanıklarıyla doğrudan iletişim kuramadığını, tercümanlar aracılığıyla ilişkiye giribeldiğini belirtip Karavagon`un yapımını söyle izah etti: “ Amacımız resmi Türk ideolojisinin ne kadar yalan olduğunu göstermek, az da olsa konuyu tartışmaya açmaktır. Araştırmalara başladığımızda Dersim tarihinin bu kadar derin olduğunu bilmiyorduk. Karavagon / 38 Dersim Sürgünleri” belgeseli 1937 – 1938`de Türk devletinin gerçekleştirdiği Dersim soykırımı; yaşanmış olayları, sürgün, asimilasiyon ve imhaya  tabi tutulan insanları, tüm aile fertlerinin katledildiği, yerlerinden edilen, Türkiye’nin değişik bölgelerine sürülenleri tarihsel dokümanlar eşliğinde sunmayı amaçladık. Belgesel icin 200`e yakın tanık ve  sürgün ailesiyle irtibat kurduk, doğrudan görüşmeler yaptık. Soykırıma katılan 3-4 askere de ulaştık. Soykırım tanıkları gözleriyle gördüklerini yaşadıklarını bize anlattlar. İlkönce tanıklar konuşmaktan korkuyorlardı. Yüzeysel konuşuyorlardı. Amasya bölgesinde bize bir çok zorluklar çıkartıldı. Orada bizim, araştırma yapmamızı istemiyorlardı. Halen düşman iyi tespit edilemiyor. Hitleri seven bir Yahudi ile hiç karşılaştınız mı? Halen Atatürk`ün Alevi ve Bektaşi olduğuna inanan yaşlılar var.
Çok zor imkanlar arasında çalışmalarımızı yürütüyoruz. Aylarca arşivlerde gazete kupürlerini gün gün taradık. Ancak özel ilişkilerle özel arşivlere girdik. Devlet raporlarının çoğu özel tanıştığımız kişilerden bize ulaştırıldı. Şu anda ise en büyük zorluğumuz mali zorluklardır.
Parasal imkansızlıklardan dolayı çalışmalarımız çok yavaş gidiyor. Buna rağmen 1600`e yakın gizli belgeyi gün ışığına çıkartmayı başardık. Belgelerin çoğunluğundan da anlaşılıyor ki, çoğu insanlar yollarda açlık, hastalık ve soğuktan ölmüşler. Çok özel kişiler de bizlere özel arşivlerini açıyorlar yardımda bulunuyorlar. Karanlıkta saklı tutulan tarihi aydınlatmak istiyoruz. Filim çekimleri tam olarak 250 saat sürdü. Seyretiğiniz belgesel ise 65 dakika”


 Tanık bir nine:”Alevler çıktı. Beyinler dağıldı.Mağaranın içi bağırışmalar ve çığlıklarla doldu.
74 yıl sonra tanıklar konuşuyor: “Hamam dan sonra kara trene bindirdiler”

****
 “Bizi kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular.
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar.
Tarih öncesi köpekler havlıyordu.”

Cemal SÜREYYA
****

Belgelerin çoğunluğundan da anlaşılıyor ki, çoğu insanlar yollarda açlık, hastalık ve soğuktan ölmüşler.
Dersim soykırımının tanıklarının  anlatıklarına göre Türk askerinden canını kurtarmaya çalışan binlerce Dersimli ulaşabildikleri mağaralara ve dağ eteklerine sığınmışlardı. Türk ordu mangaları mağaralara iltica eden, dağ eteklerinde saklanmaya çalışan  insalarımızı da hunharca katlediler, gaz bombalarıyle zehirlenip imha edildikleri de gösterilen tarihi fotograflarda anlaşılıyor.

Belgesel filmde Dersim soykırımını anlatan tanıklardan bazı alıntılar:

Dersim dağlarının eteklerinde, yaşlı bir dede gözyaşlarını tutmayarak  şu ağıtı yakıyor:

“Duman çökmüş Pertek bağlarına
Çadırımı kurdum Mazgirt dağlarına
Laç deresinde sizi bağladım kollarıma
Gewe oğlu Hasan`ın kurşunu gitmez boşa”
****
Soykırım tanığı : "Adım Hasan, Hasan Yalnız. Çünkü yalnız kurtuldum, yalnızım"
-Kederden gözaltları şişmiş ve adeta gözyaşları kurumuş yaşlı tanık:
“Adım Hasan, Hasan Yalnız. Çünkü yalnız kurtuldum, yalnızım.”

-“Şimdi benim söylemem adamların umrunda mı?”

-Yaşlı bir nine, el işratleriyle, sessizce: “Hepimizi dipçikliyorlardı, asıp kesiyorlardı”

-Yaşlı bir dede: “Paşa, ey iyidi ama.. pezevenk”

-Dönemin TSK askeri: “hepsini yokettik, vah, vah, vah...Simdi söyle kol kola taktılar beş yüz, altı yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle öldürüp Harçik Irmağına attılar.

-Katliama katılan başka asker, (101 yaşında ölmüş) bir TSK askeri:“Biz Diyarbakır’dan yedi gün, yedi gece yürüyerek gittik Dersim’e. Gittikten sonra bizi Ali Boğazı’na verdiler. Gittiğimizde evler yakılıyordu. Askerler ulaştıkları evleri içindekilerle birlikte gazyağı döküp yakıyorlardı. Komutanımızın adı Ethem Atalay’dı. Elazığlı olduğunu söylüyorlardı. Kaçanların bir kısmı derelere, mağaralara sığınmışlardı. Daha dirençli olanlar, nehirden karşıya geçiyorlardı. Askerler öyle yetişir yetişmez ateşe veriyorlardı mağaraları. Sonra gittiğimizde/baktığımızda, öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı. Öyle canlı canlı... Kadın, çoluk - çocukları da yakıyorlardı... Dersimliler çok öldürüldüler! Kutu deresinden ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmışlardı. Öylesine felaket görülmemiştir. Maalesef kötü askerler çoktu. Onlar kadın, çoluk-çocuk ayrımı yapmazlardı. Kadınları götürüp kötülükler yapıyorlardı. Allah, Muhammed’in ümmetini bu hale düşürmesin. Aynı bizim gibi Zazaydılar. Kurmançlar da vardı. Dersim köylülerinden de askerler vardı yanımızda. Biz aynı milletin çocukları idik ve birbirimizle savaşıyorduk.“

-“Ermeni şeyinde, Hıristiyan şeyinde ismimiz geçince, bizi zorla sünnet ettirip Müslüman yaptılar”

-Yaşlı bir Türk “Mecburi iskana” tutulan bir Dersimli komşusunu anlatıyor:
” sabahlari kalkardı ...güneşe tapardı.”

-Başka bir asker:” Yukarı Kutuderede ceset kokusundan durulmuyordu. İnsanları öldürüp atmışlardı, öldürüp atmışlardı. Böylesine felaket görülmemiştır. Askerler Allah`in emrine karşı geliyorlardı haa!”
-Tanık bir nine:”Alevler çıktı. Beyinler dağıldı. Mağaranın içi bağırışmalar ve çığlıklarla doldu.

-Beyaz leçekli başka yaşlı bir nine:”Bizi Elazig`a getirip saçlarımızı traş ettiler.”

-Başka yaşlı bir tanık: “Derede öldürüyorlardı, tüfeklerle kurşuna diziyorlardı. Ondan sonra onları yakıyorlardı.. bazılarının vücutlari şişip.... şişip ondan sonra güm diye patlıyordu.”

-Başka bir tanık: “Hamam dan sonra kara trene bindirdiler.”

Avukat Erdal Doğan:
“Dersim sıykırımında Türk ordusu Alman kimyasal gazını kullandı”

Dersim soykırımını belgeleriyle açıklayan “Karavagon”`nın Kürdçe anlamı “Vagona Reş”`tir.  “Reş” sözcüğünün Türkçe anlamı ise, Dersimli tanıklar şöyle ifade ediyorlar: Dersim de , bize yapılanlar, vahşettir. Kötülüktür, Vicdansızlık, adaletsizlik ve soykırımdır. Dağ eteklerinden Kürdleri toplayıp ölüme götüren ve içinde insanları üst üste yığdırıldığı KaraVagonun tütürdügü kara duman`nın Hitler faşizminin Yahudileri ölüme gönderdigi  gaz odalarından gökyüzüne karışan dumanlardan başkası degildir..

Dersim soykırımı dönemin Reisicumhuru olan Mustafa Kemal Atatürk ve çevresindeki Turancı ırkçı milliyetçiler tarafından planlanladığını artık AKP hükümeti ve Türk Başbakanı Recep Erdoğan da kabul ediyor. Atatürk'ün kullandığı haritaları, bugün Atatürk Trabzon Müzesinde görmek mümkündür.

Tarihi belgelere göre soykırım planlarını 1936 Eylül'ünde meclis açılış konuşmasında belirten Atatürk, Dersim soykırımının planlamasını ve yürütülmesinin bütün sorumluluğu üzerine aldığını söylemişti.

Başbakan Erdoğan`nın Dersimlilerden özür dilemesi ve dolaylı olsa da soykırımı kabul etmesi kendileri için uluslararası hukuk açısından cok önemli olduğunu söyleyen Avukat Erdal Doğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim için bu aşamadan sonra en önemli gelişme ise Başbakan Erdoğan`nın Dersim katliamı nedeniyle “özür dilemesidir. Bu özür ilk kez resmi bir yüksek yetkilinin ağzından çıkıyor. Dersim soykiriminin kabul edilmesi için bu “özür”`ün büyük rolü olacaktır. Başka önemli bir gelişme ise Dersim soykiriminda Türk ordusu tarafindan kullanılan kimyasal gazlardır. Bu gazların Almanya tarafından verildiği bilgisine varmamızdır. Uygun zamanda gerekirse Almanya hakkında da Uluslararası mahkemeye başvuracağız.”

Yazar Haydar Işık: Soykırımın bütün belgeleri açıklansın

Yazar Haydar Işık, “Dersim soykırımının bütün belgelerinin ve planlarının ortaya çıkartılması, devletin sürekliliği düşünülerek uluslararası mahkeme önüne çıkartılması, ve cezalandırılması için” soykırımların ortaya çıkartılmasında uzman olan Amerikalı Avukat  Barry Fisher ile yaptığı ortak çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yazar Hayadar Işık, şu ana kadar uluslararası düzeyde 4 tane konferans gerçekleştirdiklerini ve çok önemli sonuçlara ulaştıklarını belirtti.

Haberi soykırım tanığı yaşlı bir ninenin şu sözleriyle bitirmek istiyorum  

„Halk halka ağlasın, biz de halkız“.

-------------------------------------------------------------
 metin ve fotoğraflar Reşad Özkan*

Bu haber newededersim gazetesi için yazılmıştır.
Kaynak: www.newededersim.com

Hamam`dan sonra kara trene bindirdiler”
URL: http://newededersim.com/news_detail.php?id=9260

“Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri”
URL: http://newededersim.com/news_detail.php?id=9258

Dr. Christian Schwaabe: "Der Terror ist ein transnationales Phänomen geworden"

zum Thema „Terrorismus“ Dr. Schwaabe: Der Terror ist ein transnationales Phänomen geworden Dr. Schwaabe: Der Terror ist ein transnati...